Eski Türkler

Şamanizm Nedir?

Şamanizm’i diğer dinlerden ayıran en önemli özelliği, insan merkezli olmamasıdır. Şamanizm’in temel öğretisi İnsan zayıflığının, sınırlılıklarının ve başarısızlıklarının bilincinde olarak, çevresindeki varlıkların gücünü ön plana çıkarmaktadır. İnsanın doğa karşısında aciz olduğunun farkındalığıyla ve çevresiyle uyum içinde yaşama esası üzerine kurgulanmıştır.

Şamanizm en eski devirlerden beri özellikle Asya topluluklarında var ola gelen bir din olarak bilinse de bazı bilim adamlarınca sadece din duygularını içeren bir kült olarak gösterilmektedir. 

Henüz İnsanlığın avcılık döneminde tüm insanlığı kucaklayan Şamanizm’i hayat bulduğu topluluklarda kültür birliği öğelerinden bir tanesi olarak görebiliriz. Bu kültürel birikimler zamanla toplumlarda farklılaşarak, çeşitli dinlere evrilmişlerdir. Hatta temel inanç esasları bağlamında hiç ilgileri bulunmayan dinlerin içinde bile geleneklerini yaşatmayı başarmışlardır.

Şamanizm, en bariz anlamda avcı ve toplayıcı toplumun dini olarak ön plana çıkmış, göçebeliğe geçtiğinde de yeni düzen gereklerine uyarak ve farklılaşarak yaşamaya devam etmiştir. Şamanizm, Bozkır’ın ortak dini olarak görülebilir. Bugün Amerika kıtasına geçişleri Asya’dan gerçekleştirdikleri bilimsel olarak kanıtlanmış Amerikan Kızılderililerinin öğretilerinin de Şaman öğretileri olması izahı zor olmayacak olan bir gerçektir. Bugün, avcılık, göçebelik yapılan toplumlarda yaşamaya devam etmektedir. Altay dağlarında, Sibirya’da, Yakut Türklerinde ve daha pek çok yerde yaşamaya devam etmektedir.

Sınıfsız bir toplumun ürünü olan Şamanizm, yerleşik düzene geçen toplumlar içinde mutlak bir değişime uğramıştır. Çünkü yerleşik toplumda sınıflar belirdikçe, egemen sınıfların menfaatlerine ters düşmüştür. Şamanizm’in en temel esaslarına bakacak olursak doğaya saygı ve sevgi, eşitlik, boy menfaatinin birey menfaatinin üstüne çıkması gibi özelliklerini görürüz ki; yerleşik düzenin kendisi bu durumu kabullenmemiştir. Sınıflı bir toplumda, ezilen sınıfların ihtiyacı olan düşünceyi Şamanizm sağlamaya yetmeyince giderek çeşitlenmiş ve farklılaşarak yeni dinlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Şamanist inanca göre dünya, gök, yeryüzü ve yeraltı olmak üzere üç kısma ayrılır. “Aydınlık Alemi”, gökyüzünü ve iyi ruhları, “Orta Dünya” insanların da yaşadığı yeryüzünü ve “Aşağıdaki Dünya” yeraltındaki kötü ruhlardan oluşmaktadır.

Şamanizm’i diğer dinlerden ayıran en önemli özelliği, insan merkezli olmamasıdır. Şamanizm’in temel öğretisi İnsan zayıflığının, sınırlılıklarının ve başarısızlıklarının bilincinde olarak, çevresindeki varlıkların gücünü ön plana çıkarmaktadır. İnsanın doğa karşısında aciz olduğunun farkındalığıyla ve çevresiyle uyum içinde yaşama esası üzerine kurgulanmıştır. Buradan hareketle üç önemli varlık Ateş, Su ve Kaya insan kabiliyetlerinin çok üstünde güçlere sahip varlıklar olarak nitelendirilmiştir. Şamanlar, evrende gördüklerini taklit ederek, onunla bütünleştiğine inanırlar. Törenlerde yapılan dönme merasimleri, dansçıların yaptıkları, hayvan veya ruh taklitleri bunlarla bağlantılıdır.

Çin kaynaklarından anlaşıldığına göre eski Orta-Asya Şamanizmi’nin temelleri Gök-Tanrı, Güneş, yer, su, atalar ve ocak (ateş) kültlerinden meydana gelmektedir ve bu bağlamda Asya halklarının inandığı Şamanlığın temelinde insan ve doğanın birlik ile beraberliği ve uyumu düşüncesi yer alır. Evren, dünya, insan, hayvan ve bitkiler alemi bir bütün olarak düşünülür. Dünya ve Gök, yaratma eylemini birlikte işbirliği halinde gerçekleştirmektedir. Bunlar bütün varlıkların yaratıcısı olmalarından ötürü kutsaldır.

Şamanizm’de insanlar gibi hayvanların ve hatta her cins maddenin bir ruhu olduğuna inanılmaktadır. İnsan ve hayvanlar arasındaki ilişkiler, bireysel ilişkilerden önce kolektif ilişkilerdir. Yani aslında bireyler, boy üyesi olan varlıklardır. O yüzden birey kendi boyu için çalışmaktadır. Hayvan Klanları içinde aynı şeyin geçerliliğine inandıkları için insanlar ve hayvanlar arasındaki ilişkiler bu statüde yerini almıştır.

Şamanizm geleceğin bilinebileceğini sanmaktadır. Ancak gelecek önceden yazıldığı, yaşanacakların bir alın yazısı olduğu tarzında bir öğretileri yoktur. Geleceğin bir ihtimaller yumağı olduğu ve insanın gelecekte olabilecekleri ve bu olayları etkileyen nedenleri önceden bilebildiği takdirde geleceği kendi yararına değiştirebileceğine inanılır. Bu yüzden de fal, kehanet ve nesilden nesile aktarılan büyü gelenekleri bulunmaktadır.

Çağımızın popüler dinleri olan ve Tanrı tarafından peygamberler aracılığıyla insanoğluna bir kılavuz niteliğinde kitap gönderildiği kabul edilen semavi dinlere geçiş yapan toplumlarda bile eski şaman inançlarının izleri silinememiştir. Bugün İslamiyet’i kabul eden Türkler için de aynı durum gözlenmektedir. En basitinden türbelere adak adanması, dilek ağaçlarına çaput bağlanması gibi adetler bu türdendir. Ayrıca uzun ömürlü olması, daha önce ölen çocuklar gibi ölmemesi için yeni doğan çocuklara Satılmış, Satı, Yaşar ve Durmuş gibi isimlerin konması da Şamanist geleneklerdendir.

Umut EKER 
(2016 planlı paylaşımlar 25/100 “31 Mart 2016”)

YARARLANILAN KAYNAKLAR:
ŞENER, C., Türklerin İslamiyet’ten Önceki Dini: Şamanizm, Etik Yayınları (2010)
BULUÇ, S., Şamanizm, turkoloji.cu.edu.tr
http://www.hermetics.org
http://www.dunyadinleri.com
http://www.turktarihim.com

1 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: