Asya Hun devletinin M.S. 44-46 yıllarında tamamen tarih sahnesinden çekilmesi üzerine, Devleti oluşturan boylardan Çin hakimiyetine girmek istemeyen bir kısmı İran-Hindistan bölgesine (Sonradan Ak Hunlar “Eftalitler” olacaklar), bir kısmı da Hazar yönünde ilerleyerek bölgeye hakim oldular.
M.S. 300-350 arası Türkistan bölgesinin kontrolünü bir Moğol boyu olan Juan Juanlar ele geçirdi. Onlara tabi olmak istemeyen Hunlar, batı yönünde ilerleyerek Alanların (Massagetler) topraklarını ele geçirdiler. Alanlar onların önünden çekilerek batı ve kuzeylerindeki Ogur boylarıyla çatıştılar. Domino etkisi bu Turanid boyların Germen-Got (Ostrogot ve Vizigot) boylarına temasına sebep oldu.
Hunlar, 375 de Balamir (Balamber) önderliğinde İtil (Volga) Nehrini geçtiler. Bölgenin doğu sınırını ve Avrupa kapısının eşeğini kontrol eden Ostrogotlar, Ermanirik önderliğinde direnmek istediler. Ancak, daha önce silahlarını ve savaş tekniklerini hiç görmedikleri hunların önünde tutunamadılar. Balamir’in onların üzerine tahakküm sağlaması üzerine Ermanirik intihar etti. Balamir, bölgedeki diğer barbar Germen kabileleri itaat altına almaya başladı. Ermanarik’in yerine Vithimer seçildi. Onun hakimiyetini tanımama eğlimini duyan Balamir üzerine yürüyerek Ukrayna Erak Nehri kıyısındaki savaşta, Balamir mızrağını Vithimer’in alnına saplayarak onu öldürdü. Bu andan itibaren Ostrogotlar tam anlamıyla Hunlara tabi oldular. Hunların talimatıyla birlikte Pannonia’ya saldırdılar. Hun baskısı Vandalları daha aşağıya inmeye zorladı. Bu hareket Kavimleri Göçünü hızlandırdı. Bölgedeki Germen kavimleri Gotlar, Gepitler ve Vandallar Doğu Avrupa içlerine doğru çekilmek zorunda kaldılar. Bunun en önemli sonucu Roma İmparatorluğunun parçalanması ve Avrupa’nın etnik yapısının değişmesidir.
Balamir’in liderliğinde 375 yılından itibaren Avrupa’da görünen Hunların, 384-391 yıllarında başlarında Alypbi (Alippi) vardı. O, muhtemelen Balamir’in kardeşi olmalıdır. 391 ile 412 arasında başa geçen Uldız Han ise Balamir’in oğlu (veya torunu) olmalıdır.
Uldız 405/6 kışında Karpatları aşarak günümüz Macaristan bölgesine girdi. M.S. 434 yılından itibaren Atilla’nın ustalıkla sürdüreceği Roma Politikasını asıl belirleyen dedesi Uldız’dır. Bu politikanın ana mantığı, Doğu Roma İmparatorluğu baskıda tutularak vergiye bağlanacak, Batı Roma ile iyi geçinilerek barbar Germen Kavimlerine karşı birlikte hareket edilecektir.
Uldız Tuna Nehrini geçerek ilerleyeme başlayınca önünden kaçan barbar kavimler, Batı Roma topraklarına girdiler. Bu kavimleri durduramayan Batı Roma, Uldız’dan yardım talep etti. Uldız, 406 yılında Radagais liderliğindeki barbarları Floransa’da bozguna uğratarak liderlerini yakalayıp Roma’ya gönderdi. Barbar kavimleri Galya’ya göçe zorlayarak bölgeyi kendi kontrolüne aldı.
Uldız, Doğu Roma’yı baskı altına almak amacıyla harekete geçerek Edirne önlerine kadar geldi. Kendisiyle anlaşma sağlamaya gelen Doğu Roma’nın Hadrianopolis (Edirne) Valisi ve İmparatorun elçisine parmaklarıyla doğudan batıya kadar bir yay çizerek ; “İSTERSEM GÜNEŞİN DOĞDUĞU YERDEN, BATTIĞI YERE KADAR HER YERİ ZAPT EDEBİLİRİM!” diyerek meydan okumuştur.
Uldız 412 yılında öldükten sonra yerine kardeşi Karaton geçmiş, aynı dönemde diğer kardeşi Donatus (Tonat) ise Karadeniz’in kuzeyini yönetmiştir. Karaton 422 yılında öldüğünde, yerine oğlu Rua geçmiş, ondan sonra da “Tanrının Kırbacı” Atilla gelmiştir.
Şenol SOYDAN
KAYNAKLAR :
– O. Maenchen Helfen, The Date of Ammianus Marcellinus, s.388-389.
– Sozomenus, Historia, s.891-894
– Ali Ahmetbeyoğlu, Avrupa Hunları, Yeditepe Yayınları, 2013, İstanbul, s.75-79
– Bizans Tarihçisi Theophanes Byzantios’da Türkler (Çev. Ali Ahmetbeyoğlu) Tarih İncelemeleri Dergisi, Cilt XXVII, Sayı 2, Aralık/December 2012, 541-546
– Ali Ahmetbeyoğlu, Atlı Şehirliler, Yeditepe Yayınları, 2016, İstanbul, s.26-34