Batuhan AĞAŞ

17 Mart 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi, “Bir Türk şehrine yapılan tecavüz.” manşeti ile çıkmıştı. Bu manşetin hemen altında ise: “15 Mart 942 Pazar sabahı saat bire beş kala 3 yabancı tayyare Milas şehrine ve civarına evvela tenvir fişeğiyle etrafı aydınlattıktan sonra 15 bomba atmış ve makineli tüfekle de ateş açmıştır. Bombalama neticesinde Milas’ta bazı evler hasara uğramış iki ölü ve bir yaralı bulunduğu teesürle tespit edilmiştir. Tahkikata devam edilmektedir. Neticede gereken teşebbüsler yapılacaktır.” yazmaktaydı.

17 mart 1942 Cumhuriyet

19 Mart 1942 tarihli Cumhuriyet gazetesi ise Milas’ın bombalanması ile ilgili şu haberi ilk sayfasında okuyucularına aktarmaktaydı:

“İngiltere’nin büyük elçisi bugün Hariciye Vekaletine gelerek Milas’ın bombalanması hadisesi şayed İngiliz tayyarecilerin bir yanlışlığı neticesi olmuşsa ki bu ihtimal ilk bakışta imkan dışına addedilemez, İngiltere hükümetinin icab eden tahkikatı derinleştirmek hakkı mahfuz kalmak üzere şimdiden Türk hükümetine derin teessürlerini bildirdiğini ve yanlışın tahakkuku akabinde bu teessüfe şayan kazadan zarar görenlerin zararlarını tazmine amade olacağını tebliği etmiştir.”

19 Mart 1942 Cumhuriyet

23 Mart 1942 tarihli Akşam Gazetesi ise Milas bombalanması ile ilgili tahkikatın tamamlandığını, tahkikatın neticesinde bombardımanın İngilizler tarafından yanlışlıkla yapıldığının ortaya çıktığını, İngilizlerin bu durumdan dolayı üzüntü duyduklarını ve gereken tazminatı ödemeye gönüllü olduklarını yazıyordu. Aynı haberin son cümlesinde ise bombardımanın yaşandığı gün İngilizlerin, Rodos adasına havadan ve denizden saldırdıkları bilgisi veriliyordu.

23 Mart 1942 Akşam Gazetesi

Necmeddin Sadak, 18 Mart 1942 tarihli Akşam gazetesindeki köşesinde Milas’ın bombardımanı ile ilgili bazı imalı cümleler kurmuş ve şunları yazmıştır:

“Ortalığı aydınlatan hava fişeği yakmak zahmetine katlanıldıktan sonra alttaki bölgenin mesela denizle çevrili bir ada değil, sapasağlam toprak ortasında bir Anadolu kasabası olduğu hala anlaşılamıyorsa, böyle yanlışlıkların sebep olabileceği kazaların dehşeti, insanın tüylerini ürpertir.”

Necmeddin Sadak, yazısında, olayın büyütülmemesi gerektiğini de söyler. Çünkü, aksi bir durum ülkenin savaşa girmesi ile sonuçlanabilirdi.  

Bombardıman sırasında Güllük’te görevli bir subay olan Mir’at Erdöl, yıllar sonra kaleme aldığı “Küçük Kitap (Türk-Yunan Dostluğu)” isimli eserinde o gece Güllük’ün de saldırıya uğradığını yazmaktadır. Hatta ilginç bir iddiada da bulunur; ona göre, Güllük’e saldıran uçak Alman üretimi bir uçaktı ama uçaktan atılan mühimmatlar İngiliz üretimiydi. Mir’at Erdöl, Milas’ın bombalanacağının önceden bilindiği bilgisini de vermektedir.

Mir’at Erdöl, söz konusu kitabında Türkiye’ye sık sık gelen Kosta isimli bir Rum ile arkadaş olduğunu ve bu kişinin, bombardımanın yaşanmasına yakın bir zamanda, bombardımanın yaşanacağını kendisine haber verdiğini söylemektedir. Mir’at Erdöl, Kosta’ya, “Acaba bizi kim bombalayacak?” diye sorduğunu, Kosta’nın ise, “Bakınız sizi yani Milas’ı bu hafta içinde mutlaka bombalayacaklar. Fakat hangi gün ve kim bombalayacaktır. Bilmiyorum.” dediğini aktarmıştır. Mir’at Erdöl, Kosta ile konuştuktan sonra, Kosta’nın verdiği bilgiyi üst makamlara bildirdiğini de ifade etmiştir.

Mir’at Erdöl, Güllük’e yapılan saldırıyı şu sözleri ile ifade etmektedir:

“Nihayet o haftanın sonunda, gece yarısına doğru bir Alman uçağı ile önce Küllük(Güllük) makineli tüfek ateşine tutuldu ve uçak hemen Milas’a geçerek, Milas’ı bombalamaya başladı. Tesadüfen ben o gece nöbetçi idim. Karartma da yapılmış olmasına rağmen, bombalar az da olsa hedefini buluyordu. “  

Mir’at Erdöl, kitabında Güllük’e saldıran uçağı görmediğini uçakların sesinden bu uçakların Almanlara ait olduğunu anladığını söylemekte ve bu iddiasını şu cümlelerle ifade açıklamaktadır:

“Şimdi diyeceksiniz ki “gecenin karanlığında, bu uçağın Alman uçağı olduğunu nereden bildiniz?” Evet, biz henüz harbe girmemiştik ama harbin içerisinde çalışıyorduk ve artık, üzerimizden geçen tüm uçakların motor seslerinden onun Türk uçağı mı, İngiliz uçağı mı, Alman uçağı mı olduğunu anlar olmuştuk.”

Mir’at Erdöl olayın ertesi günü uçaklardan atılan mühimmatların incelendiğini ve bu mühimmatların İngiliz üretimi olduklarının tespit edildiğini söylemektedir. Ayrıca, bu bilgiyi verdikten sonra, “Demek, bizi dost ve müttefikimiz bombalamıştı. Hem de sonradan öğrendik ki, Alman giysisi ile ve çok iyi Almanca bilen pilotların kullandığı, esir alınmış bir Alman uçağı ile.” demektedir.

Milas’ın, Alman uçakları ile İngilizler tarafından bombalandığı iddiası çok ciddi bir iddiadır ve böyle ciddi iddialar ciddi kanıtlar ister. Mir’at Erdöl’ün iddiası, tek başına bu olayı aydınlatacak bir delil olarak görülemez. Çünkü, bombalamayı yapan uçağın, Alman uçağı olduğunu bizzat gözleri ile görmemiştir. Söz konusu uçağın milliyetini uçağın sesine göre ayırt etmeye çalışmıştır. Mir’at Erdöl, olayın ardından, bombalamanın Alman uçakları tarafından yapıldığına dair bir duyum aldığından bahsetmekteyse de, bu duyumu hangi kaynaktan aldığını belirtmemektedir.

Mir’at Erdöl’ün iddiası önemli olsa da, Milas’ın bombalanması konusunda, bizleri gerçeğe götürecek olan en önemli şey, arşiv belgeleridir. Milas’ın bombalanması sonrasında bir tahkikat yapıldığını biliyoruz ve bu tahkikata dair belgeler mutlaka arşivde yer alıyor olmalı. Mir’at Erdöl’ün iddiası doğru kabul edilecek olursa, söz konusu tahkikatın sonuçları halka doğru bir şekilde açıklanmamış demektir. Bu konudaki şüpheleri sona erdirebilmek için yapılması gereken şey, orijinal belgelerin arşivden çıkarılıp incelenmesidir. Bu belgeler incelenmediği sürece, Milas’ın bombalanması konusu tam olarak aydınlığa kavuşmuş olmayacak.

Batuhan AĞAŞ

Anonim için bir cevap yazın Cevabı iptal et

“İngilizler 1942 yılında Milas’ı Neden Bombaladılar?” için 4 cevap

  1. Güllük’te yaşıyorum. Bu olayı yaşlılar anlatırdı. Aynı zamanda gazeteciyim kullandığın hatırat bende de var. Güllük’ten, Yunan adalarının bombalanmasını görebildiğini söylüyor. Ben bugüne kadar Gülük’ten Yunan adası görmedim. Sadece İasos önündeki adalar var. Güllük’ün az bilinen bir yönünü yazdığın için teşekkür ediyorum kardeşim. Özelden mesaj attım cevap yazarsan sevinirim.

    Beğen

  2. Mirat’ın kitabını yıllar önce kütüphanede Güllük Halk kütüphanesinde görüp bakmıştım. Adam iasosun önündeki adayı 70 km uzaktaki leros adası sanıyordu.

    Beğen

  3. selman cengiz Avatar

    ismet paşa bu olaydan sonra Türkiye’nin savaşa girmeyeceğini ilan etmiştir.

    Beğen

    1. Bu yanlış bilinen bir konudur. İsmet İnönü, tarafsızlık politikasında ısrarcı olduğu anlamına gelen bir şey dediyse de aynı konuşmasında gerekirse savaşa da gireriz demiştir.

      Beğen

En sON EKLENEN İÇERİKLER