Birinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde, tarihin en yıkıcı salgınlarından biri olarak kayıtlara geçen İspanyol Gribi, 1918-1920 yılları arasında H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türü tarafından tetiklendi. Bu pandemi, dünya genelinde 500 milyondan fazla kişiyi etkileyerek, 18 ay içinde dehşet verici bir şekilde 50 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden oldu.
Salgın, ılımlı bir başlangıç dalgası, şiddetli bir ikinci dalga ve ardından gelen artçı bir üçüncü dalga olmak üzere üç aşamada gerçekleşti. İspanyol Gribi’nin belirtileri arasında burun kanaması, zatürre, ensefalit, yüksek ateş (40 dereceyi geçen), nefritik sendrom gibi böbrek problemleri ve koma yer almaktaydı. Bu belirtiler, hastalığın ölümcül etkilerini taşıyordu.
Salgın adını İspanya’dan alıyorsa da, salgının İspanya’da ortaya çıkmadığı bugün neredeyse kesin olarak bilinmektedir. Hastalığın kökeni konusunda üç temel görüş bulunmaktadır. İlk görüş, salgının Çin’de başladığını ve buradan tüm dünyaya yayıldığını öne sürer. İkinci görüş, hastalığın Birinci Dünya Savaşı’nın en kanlı muharebelerinin yaşandığı Batı Cephesi üzerinden dünyaya yayıldığını iddia eder. Üçüncü görüş ise salgının kökeninin ABD olduğuna işaret eder ve bu ülkedeki askerî sevkiyatın salgını yaymada etkili olduğunu savunur.

İspanyol Gribi, sıra dışı bir özelliğe sahipti; zayıf, yaşlı ve çocuklardan çok, genç ve sağlıklı yetişkinleri etkiledi. Adını İspanya’dan almasının nedeni, ülkenin I. Dünya Savaşı’na katılmaması ve diğer Avrupa ülkelerinde salgından bahsedilmemesi nedeniyle, İspanyol basınının ilk haber kaynağı olmasıdır.
Salgının küresel etkileri arasında Hindistan’da nüfusun %5’i, yani yaklaşık 17 milyon kişi bu hastalıktan yaşamını yitirmiştir. ABD’de nüfusun %28’i hastalığa yakalanmış ve 500.000 ila 675.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Britanya’da 250.000, Fransa’da ise 400.000 kişinin öldüğü tahmin edilmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nda İspanyol Gribi, İstanbul dahil olmak üzere birçok şehri etkiledi. Bir iddiaya göre ise Mustafa Kemal Atatürk de, salgından etkilenenler arasındaydı; ancak Atatürk hastalığı atlatarak Samsun’a çıkmıştır. İstanbul’da 6.403 ila 10.000 kişi arasında ölüm olmuştur.
Salgının etkisi azaltmak amacıyla 1918’de halk sağlığı uygulamaları devreye alındı. Adalarda deniz karantinaları ilan edildi, örneğin İzlanda, Avustralya ve Amerikan Samoası gibi yerlerde birçok hayat kurtarıldı. Sosyal mesafe tedbirleri olarak okulların, tiyatroların ve ibadethanelerin kapatılması, toplu taşımanın sınırlandırılması ve toplu toplantıların yasaklanması gibi önlemler alındı. Bazı bölgelerde yüz maskelerinin kullanımı yaygınlaşsa da, etkinlikleri konusunda tartışmalar yaşandı ve kullanımları bazı bölgelerde dirençle karşılandı. Aşılar geliştirildi, ancak etkinlikleri sınırlıydı. Daha sonraki araştırmalar, belirli önlemlerin ölüm oranını azaltabileceğini gösterdi.
İspanyol Gribi, tarihte kaydedilmiş en ölümcül salgınlardan biri olarak kabul edilir. Salgın, küresel nüfusun yaklaşık üçte birine bulaşmış ve dünya tarihinde derin izler bırakmıştır. İspanyol Gribi, tıbbi, sosyal ve ekonomik açılardan büyük bir dönüm noktası olmuş, insanlık için önemli bir öğrenme süreci sunmuştur.
Aynur İPEK





✍️ Yorumunuzla İçeriğe Değer Katın: Katkılarınızı bekliyoruz!