Bozkırın ortasında, Moğolistan’ın uçsuz bucaksız Dornogovı düzlüklerinde, sıradan bir demiryolu istasyonun 15-20 kilometre uzağında, 1928’den hemen önce yapılan bir keşif, Türk tarihinin en derin sırlarından birini gün yüzüne çıkardı. Bu, keşif Göktürkler dönemine aitti ve bilinen en eski Türkçe metni içeren Çoyr Yazıtı’ydı.

Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk… Türk tarihini yeniden şekillendiren bu dev isimlerin anıtlarından bile daha eski olduğu düşünülen Çoyr (veya Çöyr) Yazıtı, adeta zaman tünelinin girişinde duran bir bekçi heykeli gibidir.

Çoyr Yazıtı

Editörün Notu: Bir Çin kaynağında  “Taspar Kağan” döneminde yani 572-581 tarihleri arasında,  “Nirvana Sutraisimli eserin Türkçeye tercüme edilmesi görevi verildiğine dair bilgi yer almaktadır. Böylesine karmaşık bir metnin Türkçe’ye tercüme edilmesi görevi verilmiş olması, Türklerin Çoyr Yazıtı öncesinde de oturmuş bir alfabeye sahip olduklarını gösteren bir kanıt olarak görülebilir. (1)

Heykele Yontulmuş Bir Yazıt

Yazıt, dikkat çekici bir şekilde, Orhun Irmağı çevresindeki anıtlardan farklıdır. 135×43 cm boyutlarında, insan vücudu şeklinde yontulmuş bir taşın üzerine kazınmıştır.

Anıtın üzerindeki karakterler, İkinci Göktürk Kağanlığı dönemine, muhtemelen 682-691 yıllarına ait. Bu, devletin kurucusu İlteriş Kağan’ın (Kutluk Kağan) Çin esaretine son verip dağınık Türk boylarını yeniden birleştirmeye çalıştığı kritik bir döneme denk gelir.

Ölümün Ardından Yapılan Son Çağrı

Yazıt, “Tun” unvanlı iki önemli şahsiyet adına dikilmiştir: Tun Bilgä ve Tun Yägän Ärkin. Bu unvan, onların vezirlik makamında olduklarını veya kağanın ailesine birinci dereceden akraba olduklarını gösteriyor. Metin, bu iki liderin ölümü ile ilgilidir.

Ancak, Çoyr Yazıtı’nın asıl değeri, bir taziye metni olmaktan öte, kısa bir politik vasiyetname niteliği taşımasıdır. O dönemde, birçok Türk boyu henüz dağınıktı ya da Çin’in etkisi altındaydı. Vefat eden bu iki kahraman, arkalarında bıraktıkları halka, belki de hala tereddüt eden boylara son bir çağrıda bulunuyorlardı. Bu çağrı F. Sema Barutcu Özönder’in makalesine göre şu şekilde idi:

İl Teriş Kağana tâbi olun; öğünerek-sevinerek hayat sürün. Üçüncü ay(ın) yedisinde ayrıldık, at(tan) davardan(=malmülkten). Tun Bilgä, Tun Yägän Ärkin. Toluk yazdım. Baht açıklığı dile bana. (2)

Dikkat: Metnin çevirisine dair çalışmalar belli bir oranda fikir birliği oluşturmaya başladıysa da, farklı çeviri önerileri hala gündeme gelebilmektedir. Çeviri önerileri hakkında kapsamlı bilgi için akademik çalışmaları incelemenizi öneririz.

Bugün Ulaanbaatar Tarih Müzesi’nde sergilenen Çoyr Bengi Taşı, Türkçenin bilinen en eski tarihli kaydı olmasının ötesinde, kaotik bir dönemde siyasi birliğin ve ulusal dirilişin simgesidir. Bozkırın fısıltılarını taşıyan bu taş heykel, 7. yüzyıldan günümüze uzanan güçlü bir çağrı olarak kalmaya devam ediyor.

Kaynak

  1. Kürşat Yıldırım, Taspar Kagan ve “İlk Tercüme Faaliyetleri” Üzerine Bazı Notlar, Dil Araştırmaları, Güz 2016/19: 37-52
  2. F. Sema Barutcu Özönder, Çöyr Yazıtı, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 3, Sayı 3 (Eylül 2006) Mak. # 46, ss. 108-124

✍️ Yorumunuzla İçeriğe Değer Katın: Katkılarınızı bekliyoruz!

En sON EKLENEN İÇERİKLER