Çin’de Türklere ait piramitlerin olduğu konusu daha önceden bazı araştırmacılarca dile getirildiyse de, söz konusu piramitlere dair internette dolaşan pek çok iddianın temel kaynağının Oktan Keleş’in yazdığı bir makale olduğunu görmekteyiz. 

Oktan Keleş, 28 Şubat 2010 tarihli yazısında Çin’deki bir piramitin içine girdiğini belirtmekte ve şunları yazmaktadır: “Dünya tarihinde ilk defa, Çin’deki eski Türk topraklarında bulunan piramitlerden birinin yakınına sokulduk. Yakınına sokulmakla kalmadık, içine de girdik.” devamında ise piramitin tarihine dair önemli bilgilere ulaştığını iddia etmektedir. (1)

Oktan Keleş, piramit hakkında bilgi almak için 83 yaşında bir Çinli ile görüştüklerini ve onun piramite dair kendisine bazı bilgiler verdiğini aktarmaktadır. Çinli ihtiyar, Oktan Keleş’e söz konusu piramitin Türklerin atalarına ait olduğunu, içinde resimler, mumya ve yazılar olduğunu söylemiştir. Yaşlı Çinli ayrıca, 120 yaşında öldüğünü iddia ettiği dedesinden duyduğu bilgiyi de aktarmaktadır; ihtiyarın, dedesine göre bu piramit, dünyanın ilk kütüphanesi imiş.  

Çin piramitlerinin çoğunlukla bulunduğu yer Xi’an Bölgesidir.

Oktan Keleş, yazısında yaşlı Çinliyi zor da olsa ikna ederek birlikte piramite gittikleri bilgisini vermekte ve piramitten döndükten sonra, piramitte yer alan bir heykeli Çinli ihtiyara sorduğunu, onun ise “O sizin atanız: Oğuz Kağan’ın temsili suretidir.” dediğini aktarmaktadır.

Oktan Keleş’in yukarıdaki ana hatlarını aktardığım yazısı aslında tarihçi titizliği ile yazılmış, bir makale değildir ve bu makalede verilen bilgiler iki kaynağa dayanmaktadır. Bunlardan birisi 83 yaşındaki bir Çinli ihtiyar, bir diğeri ise 120 yıl yaşadığı iddia edilen Çinli ihtiyarın dedesidir. Hiç şüphesiz ki, bir bölgenin tarihi hakkında yerel halka birtakım sorular sormak kabul edilebilir olsa da, yerel halkın verdiği bilgiler başka belgelerle de desteklenmek zorundadır. Oktan Keleş’in makalesinde bunu görmüyoruz. Yani, Oktan Keleş’in iddiası sadece birtakım duyumları temel alıyor.

Öncelikle ifade etmek gerekiyor ki, söz konusu piramitler zannedildiği kadar gizemli bilinmeyen ve hatta Çin tarafından gizlenmeye çalışılan yapılar değildir. Söz konusu piramitlerle ilgili gerek Çinli gerekse de batılı akademisyenler, birtakım araştırmalar yapmışlar ve bunun neticesinde söz konusu piramitlerin, eski Çin hükümdarlarının mezarları olduğu ortaya çıkarılmıştır.

Çin’deki piramitler ile ilgili dünyadaki yaygın görüşü göstermesi bakımından Wikipedia’nın ilgili maddesinin giriş kısmını burada alıntılama ihtiyacı duyuyorum:

“Çin piramitleri, Çin’de bulunan Han Çinlileri tarafından inşa edilmiş piramit şeklindeki yapılara verilen, erken Çin İmparatorluğu’nun yöneticilerini ve akrabalarını barındıran höyük, mozale ve tümülüs benzeri anıt mezarlardır. Bu anıt mezarların yaklaşık 38 tanesi Shaanxi bölgesinde bulunan Xi’an kentinin 25–35 km kuzeybatısında yer almaktadır. Bu piramitlerin en bilineni ilk Qin imparatoru olan Qin Shi Huang’ın mozalesidir. Bu mozole toprak askerleri de içermektedir.”(2)

Piramiti andıran başka bir Çin İmparatoru İmparator mezarı (Jing’in tümülüsü) (M.Ö. 156–141)

Çin’deki Piramitlerin, Türklere ait olduğuna dair Türk tarihçileri arasında da yaygın bir görüş yoktur. Eski Türk tarihi konusunda uzman olan ve Çin tarihine de hakim olan Ahmet Taşağıl, konuk olduğu bir TV programında özetle, “Türklerin tarihte piramit yaptıklarına dair hiçbir yazılı kaynak olmadığını, Piramit yapmanın Türklerin inanç sistemine uygun olmadığını, “Eski Türklerin böyle bir yapıyı yapacak sermaye birikimlerinin ve kölelerinin de olmadığını.” söyledikten sonra, söz konusu yapıların “Çin İmparator mezarları” olduğu bilgisini vermektedir. (3)

Bilimsel bir bakış açısı ile baktığımızda, Çin’deki piramitlerin Türklere ait olduğunu gösteren ciddi bir belge olmadığını görüyoruz. Hiç şüphesiz ki, bu durum ileride değişebilir. Belki, ilerleyen yıllarda bu konuda oyun değiştirici türden yeni belgeler ortaya çıkabilir. Ama o gün gelene kadar, Türklerin, Çin’de piramit yaptıkları ve bu piramitlerin Oğuz Kağan’ın mezarı olduğu şeklinde iddialar bir “Efsane” olarak kalmaya devam edecekler.

Batuhan AĞAŞ

Dipnotlar

  1. https://www.onaltiyildiz.com/?artikel,34
  2. https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87in_piramitleri
  3. https://www.youtube.com/watch?v=1yonz-bs9-w

Aydaki Adam için bir cevap yazın Cevabı iptal et

“Çin’deki Türk Piramitleri: Gerçek mi, Efsane mi?” için 6 cevap

  1. Ayhan Tarakçı’nın videosu sayesinde sitenizi keşfettim. Muazzam bir eleştirel bakış var bu yazıda. Çok kişinin kuramadığı mantık bu yazıda kurulmuş. Gerçekten tebrik ediyorum.

    Beğen

  2. Adamın çekip yayınladığı resimler ve videolar da hayal ürünü o zaman? Size göre “bilimsel” olması için illa İngiliz ya da Amerikalı bir (sözde) tarihçinin bunları yazması ve bizdeki (sözde ve masabaşı) tarihçilerinin de desteklemesi gerekir. Madem böyle bir iddia var, 460 milyon Türk Dünyası’nın içinde belki onbin tane tarihçi ve Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan ve Moğolistan devletlerinden bir tanesi bile çıkıp “biz orada ne var görmek istiyoruz” neden dememiş? Türkler, Türklük ve Türk Tarihi hakkında bir şey bilmeyenler bir araya gelip hiçbir bilimsel ve mantıksal yanı olmayan bir sürü yazı yazıyor ama iş gerçekleri araştırma noktasına gelince asırlardır Türk düşmanlığını saklamayan Çinlilerin anlattıkları referans alınıyor. Birkaç gram aklı olan bile doğru soruları sormasını ve geniş açıdan bakmasını bilebilir. Bakıyoruz ki; önyargılı ve peşin hükümlü olarak çoktan kararlar verilmiş. Üstüne tüyünü dikmek için de yarışılıyor. Herkes her şeyi biliyor ama aslında hiçbir şey bilmiyor. Sizin “modern tarih” deyip öğündüğünüz şey, 250 yıldır dünya tarihinin % 1’ini bile açıklayamadı ve açıkladıklarının % 99’u da uydurma. 2 tane Macar Yahudisi ne yazmışsa onu papağan gibi tekrar ediyorlar. Aklı şaşanlara bu da kapak olsun..

    Beğen

  3. Bumin Kağan'ın amca oğlu Avatar
    Bumin Kağan’ın amca oğlu

    Oktan, modern bir heredottur.

    Not: bu bir övgü değildir

    Beğen

  4. Tarafsız bir yazı olmuş tebrik ediyorum elinize sağlık

    Beğen

  5. Oktan Keleş, Atatürk’ün çocukluk resmi diye sahte bir resim yayınlamıştı. Sonra çıkıp özür dilemedi. Sinan Meydan bu adamın yayınladığ resim hakkında açıklamalarda bulunmuştu.

    “Yıllardır bu konu üzerinde çalışan biri olarak bu haberin, iddianın ‘asparagas’ olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bir kere 1880’lerde çekilmiş bir fotoğrafta kalpak olması mümkün değil. Zira kalpak 1908’den sonra yaygınlaştı. O zamana kadar Avusturya’dan ithal edilen fesler giyiliyordu. Avusturya, Bosna’yı işgal edince Osmanlılar fes boykotu yaptı ve kalpak modası başladı. 1910’lardan itibaren de yaygınlaştı. Milli Mücadele’nin de sembolü oldu. Fotoğraftaki görüntüler dönemin ruhuna uygun değil. Fotoğraftaki çocuğun giydiği tişörtte Göktürk alfabesiyle ‘Kayı’ yazıyor. O dönem baskılı tişört mü vardı? Bu tür iddiaları yaymadan önce konunun akademik uzmanlarından veya Türk Tarih Kurumu gibi kurumlardan teyit almak gerekir.”( Sinan Meydan)

    Beğen

  6. Oktan Keleş iyi bir roman yazarıdır.

    Beğen

En sON EKLENEN İÇERİKLER