Yakın Tarih

Yeşil Fularlı İstihbaratçı Mahmut Yıldırım

Mahmut Yıldırım, Türkiye tarihinin en tartışmalı isimlerinden biridir. Bingöl'ün Solhan ilçesinde doğan Yıldırım, İstihbarat teşkilatında çalıştıktan sonra PKK operasyonlarına katılmış ve Yeşil kod adıyla bilinir hale gelmiştir. Ancak zamanla, birçok faili meçhul cinayetin tetikçisi olduğu iddiaları ortaya atılmıştır. Hatta, Susurluk kazası sonrası yapılan araştırmalarda Yeşil'in öldürüldüğü bile söylenmiştir. Bu tartışmalı figürün hayatı ve faaliyetleri hakkında merak edilenleri öğrenmek isteyenler için, bu yazıya göz atabilirsiniz.

Mahmut Yıldırım 1953 yılının Mayıs ayının 3’ünde Bingöl’ün Solhan ilçesine ait Yenidal beldesinde yaşayan Zaza ailesinin bir ferdi olarak dünyaya geldi. 1974 yılında askerlik görevini Kıbrıs’ta yaptıktan sonra İstihbarat teşkilatında görev aldı.

MİT bünyesinde bir süre çalıştıktan sonra fiziksel ve sosyal uyumluluğu nedeniyle 4 yıl sonra PKK operasyonlarında görev aldı. Faaliyetleri sırasında PKK’lı gibi giyinmesinden dolayı emniyet ve jandarma kuvvetleri tarafından tanınabilmesi için yeşil renkte bir fular takıyordu. Üzerine yapışan “Yeşil” kod adı bu yüzdendi.

PKK içindeki görevi, Abdullah Öcalan’a yaklaşmak ve öldürmek olarak belirlenmişti. Bunu başarmaya çok yakın olduğu bir dönemde iken 3 ay sonra Türkiye Cumhuriyeti yetkililerince görev iptal edildi. Mahmut Yıldırım buna isyan edip aşırı tepki gösterince vatan haini ilan edildi. Bunun üzerine 1996 yılında bulunduğu bölgeyi terk ederek bir süre Şam’da yaşadı ancak daha sonra hakkında bilgi alınamadı.

Susurluk kazasından sonra ortaya çıkan belgelerde, birçok faili meçhul cinayetin tetikçisi olduğu açıklandı. Kendisinden haber alınamadığı için bu cinayetlerin onun üstüne atılması da başka bir ihtimal. Susurluk kazası sonrası yapılan araştırma çalışmalarında, dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’ın verdiği açıklamaya göre Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım aslında öldürülmüştü. Bu bilginin yayılmasından bir süre sonra İnsan Hakları Derneği başkanı Akın Birdal’ın vurulması konusunda Yeşil’in adı da geçiyordu. Bu bilgi Mahmut Yıldırım’ın ölmüş olmadığını gösteriyordu. Susurluk raporunda da onu hakkında yazılanlar 12 sayfa tutuyordu.

Mahmut Yıldırım isimli ve Yeşil kod adlı Kontrgerilla, yaşadığı sürece Ahmet Demir ve Mehmet Kırmızı sahte kimliklerini kullandı. Batıda Yeşil olarak bilinen Mahmut Yıldırım doğuda ve güneydoğuda “Sakallı” olarak tanınıyordu. Yeşil’in MİT dışında Jitem’de de görev aldığı saptandı.

Musa Anter, Cem Ersever, Tarık Ümit, Behçet Cantürk ve pek çok faili meçhul cinayetlerde adı geçen Yeşil, kod adının aslında yalnız Mahmut Yıldırım değil başkaları tarafından da kullanıldığı iddia edildi. Yine başka bir iddiaya göre Ankara’da bir pavyonda eğlenirken olay çıkartması üzerine, Ankara Emniyet Müdürlüğünde Orhan Taşanlar ve ekibi tarafından kaburgaları kırılana kadar dövülen Yeşil, Mehmet Eymür tarafından polisin elinden alınıp MİT’de tedavi ettirilmişti.

Üzerinde taşıdığı öne sürülen telefonda aradığı yerler arasında, resmi kurum ve kuruluşların yanı sıra Abdulah Çatlı, Sami Hoştan, Sedat Peker ve Mesut Yılmaz’a Budapeşte’de yumruk atanlar gibi isimlerin bulunduğu açıklandı. Yeşil’in adı bazı büyük çaplı tahsilat işlerinde kullanıldığı saptanmıştı. Kumarhane işletmecisi ve yer altı dünyasından Ömer Lütfü Topal’ın öldürülmesinden önce para yatırdığı Ziraat Bankası, Ankara Heykel şubesindeki hesabın sahibi Ahmet Demir kimliğini kullanan Yeşil’in ta kendisiydi.

Uzun süre Mahmut Yıldırım’ın yaşadığı yolunda haberler yayıldı. Bazı gazetelerde geçen haberlere göre ismi verilmeyen ve Yeşil’in oğlu Murat ile arkadaş olduğunu iddia eden biri, bir gün Murat Yıldırım ile birini almaya gittiklerinde o kişinin Mahmut Yıldırım olduğunu söylemişti. MİT görevlilerinden Korkut Eken bir keresinde Yeşil’in yaşadığını iddia edip basın yoluyla Yeşil’e seslenerek; “Çıkıp doğruları söyle” demişti. Bir başka gazetede Yeşil’in Suriye’nin İdlib eski Vakıflar Müdürü Rıdvan Hammudi ile görüldüğü, Şamil Tayyar tarafından Yeşil’in Sakarya’da yemek yerken görüldüğü, Bedran Akdağ tarafından Diyarbakır ve Çukurova’da görüldüğü haberleri dolanmıştı.

Hakkında hala kesin bir bilgi olmamasına rağmen yaygın olarak Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde işlendiği gibi Ebola virüsüne yakalanarak ölmüş olabileceği üzerinde duruluyor.

Sedat Karadayı

1 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: