Son zamanlarda sosyal medya üzerinde sık sık, Atatürk’ün, Suudi Kralına tehdit içerikli bir telgraf gönderdiği iddia edilmekte ve bu telgrafın metni olarak da, bir A4 kağıdının görseli paylaşılmaktadır. Söz konusu A4 kağıdında, “Hz. Muhammed’in mezarını yıkıp, yerini değiştirmek isteyen zamanının Suud kralına Atatürk’ün kendi el yazısı ve imzası ile çektiği telgraf.” başlığı yer almakta olup, başlığın hemen altında ise “Suud kralının dikkatine ! Tarafımıza ulaşan haberlere göre, Allah’ın sevgili ve özel kulu, elçisi peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın kabrini yıkıp yerini değiştirecekmişsin. O mezarın tek taşına dokunursan Kurtuluş Savaşı’nı bırakır ordularımla aşağı inerim.” yazmaktadır. Ayrıca, belgede, telgrafın 26 Haziran 1919 tarihinde gönderildiği belirtilmektedir.
Söz konusu belge, A4 formatında olmasından da anlaşılacağı üzere, orijinal eski bir belge değildir. Burada, bu belgeyi hazırlayan kişinin, orijinal belgeyi görüp, o belgede yer alan metni, temiz bir kağıda geçirip geçirmediği sorusu akla gelebilir. Ama bu da çok mümkün görünmemektedir. Zira, belgenin üzerinde 1919 tarihi yazmaktadır ki, aşağıda da ifade edeceğim üzere, Atatürk’ün, Suudi Kralına tehdit içerikli bir telgraf gönderdiğini iddia eden ilk kişi, olayın 1930’ların başında yaşandığını iddia etmektedir. Yani, A4 kağıdını hazırlayan kişi orijinal iddia sahibi ile çelişmektedir. Görüldüğü üzere sosyal medyada paylaşılan görsel sahte olduğu gibi, görseli hazırlayan kişinin orijinal bir belgenin metnini incelemiş olması da mümkün görünmemektedir.

Belgede yer alan metnin ilk nerede ve ne zaman yayınlandığını bulmak amacıyla arama motorlarında arama yaptığımda, karşıma Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın ismi çıktı. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, geçmişte bazı televizyon kanallarına çıkarak, “Atatürk’ün Suudi Kralını Tehdit Ettiğini.” iddia etmiş. Hatta bu konu o dönemin medyasında oldukça da geniş bir yer bulmuş. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Hüsnü Kuran isimli birinin, Dışişleri Bakanlığı Arşivinde, bir belge bulduğunu ve bu belgenin Atatürk’ün Suudi kralına gönderdiği bir telgrafın orijinal belgesi olduğunu iddia etmektedir. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, 2012 yılında katıldığı Hulki Cevizoğlu tarafından sunulan, Ceviz Kabuğu isimli programda, telgrafın içeriği hakkında şunları söylemiştir: “Hüsnü Kuran isimli genç bir arkadaş Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde çalışırken bir belge bulmuş ve beni aradı. Bir vesika gösterdi. Rahmetli Atatürk’ün bir telgrafının metni… Telgrafta, Atatürk kendisine bir duyum geldiğini, peygamberin kabrinin yıkılacağını duyduğunu Suudi Arabistan kralına doğrudan yazıyor. Çok açık olarak değil, diplomatik bir dille ama tehdide varan bir üslupla yazılmış…” Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş devamında ise telgrafın 1930’lu yılların başlarına ait olduğunu belirtmiştir.
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’a göre Atatürk’ün telgrafına dair orijinal belgeyi çok az kişi bilmektedir. Çünkü, belge bazı devlet görevlilerinde rahatsızlık yarattığı için gizlenmeye çalışılmıştır. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, iddiasını şu şekilde açıklamıştır: “Bundan rahatsız olanlar oldu. Atatürk’ün dinle ilgisini ortaya koyan bu durumdan rahatsız olan büyük bir zümre var bugün de. Atatürk’ün evi normal bir Türk ve Müslüman evidir. Atatürk’ü menfi göstermek isteyen bir zümre var. Ateistler ve softa bir kesim var.”
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, söz konusu belgenin devlet görevlileri tarafından sansürlendiğini iddia etse de, bir defasında belgenin yayınlandığını söylemiştir. Ona göre, belge hiç anons yapılmadan, bugün hiç bir kitapçıda bulunamayan bir Atatürk kitabında yayınlanmıştır.
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın öne sürdüğü iddiayı bilimsel bir bakış açısı ile incelediğimizde, ortada bir iddia olmadığını, iddiadan ziyade bir komplo teorisi ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Çünkü, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, iddiasını kanıtlayabilecek bir belgeyi kamuoyu ile paylaşmamıştır. Her ne kadar belgenin bir kitapta yayınlandığını iddia ediyorsa da, söz konusu kitabın hangi tarihte kim tarafından yazılıp, hangi isim ile basıldığını söylememektedir. Bu aşamada “Atatürk’ün Suudi Kralını Tehdit Eden” bir telgraf gönderdiğine dair tek kanıt Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın şahsi sözleridir.
Gerek, sosyal medyada, Atatürk’ün telgrafı diye paylaşılan metin gerekse de Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın söz konusu metne ilham olan iddiası, tarihçilik açısından dikkate değer şeyler değillerdir. Belirtmek ihtiyacını duyuyorum ki, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, bir tarih profesörü değildir. Ayrıca kendisinin siyasi bir tarafı da vardır; kendisi bir partinin milletvekilliğini yapmıştır. Bu sebeple yaptığı bazı açıklamaları siyasi kaygılarla yapmış olabileceğini düşünebiliriz.
Batuhan AĞAŞ
Kaynaklar:
alevihaberler.com.tr/makale/ataturk-ve-hz-muhammedin-mezari-163
cevizkabugu.com.tr/gundem.asp?procid=320





Anonim için bir cevap yazın Cevabı iptal et