Genel Türk Tarihi

İskitlerin Kökeni ve Dili

İskitlerin menşei konusunda üç ayrı tez geliştirilmiştir: İranilik Nazariyesi, Slavlık Nazariyesi, Ural-Altay Irkı Nazariyesi İranlı olduklarına dair iddialar başta İranolog Hermann ve Junge’nin temel dayanakları dil benzerlikleri üzerinedir.

Sakalar, M.Ö. 1100 ile milat yıllarına kadar dünyanın pek çok yerinde farklı adlar altında anılan, tarihi olayların akışını kökünden değiştiren bozkır kültürünün ilk temsilcilerindendirler.

İran (Pers) kaynaklarında kendileriyle çok defa savaştığından bahsedilen ve Afrasiyap olarak tanımlanan Alp Er Tonga ve onun uruğundan Tomris Khatun en iyi bilinen hükümdarlarıdır.

İskit kurganlarında bulunan arkeolojik kalıntılar incelendiğinde; dönemde yaşayan diğer halklara oranla metal, özellikle altın işçiliğinde çok ileri oldukları anlaşılmıştır. Günümüz CNC tekniği bile bu ince ve gerçeğine yakın hayvan üslubunu taklit etmekte zorlanmaktadır.

Metal işçiliği ve sanat yanında, çok ileri bir yönetim sistemi geliştirdikleri anlaşılmaktadır. Tamamı hafif süvari olan ve ok ile yayı çok etkili kullanan İskitlerin çok etkili savaş stratejileri geliştirdikleri, dönem için en güçlü orduları kurdukları Grek kaynaklarında geçmektedir.

Arkeolojik buluntular İskitlerin MÖ I. bin yıl içinde Tuna Nehri’nden Çin’in batı sınırlarına kadar uzanan oldukça geniş bir sahaya yayıldıklarını göstermektedir. (1) Bu geniş düzlük, doğal bir otlak görünümündedir.

Grek (Antik Yunan) kaynaklarında adları “Scyt, Skythai veya Skudai” olarak geçmektedir. Hesiodos’un şiirlerinde İskitlere “Skudai” adıyla rastlanıyor.(2) Herodotos’ta adları ile birlikte yaşamları hakkında çok önemli bilgiler bulunur. Zippokrates’te, Strabon’un Coğrafya’sında, Thukydides’in Peloponnesoslularla Atinalıların Savaşı ve Ksenophon’un, Kyros’un Anabasisi adlı eserlerinde de İskitlerden bahsedilmekte ve İskit adı “Skythai” olarak geçmektedir.(3)

Asur kaynaklarında ise; Asarhaddon (MÖ 680-668) devrine ait çivi yazılı tabletlerde “Gimirrai” ve “Aşguzai” isimleri geçmektedir. Gimirrai’lerin Kimmerler, Aşguzai’lerin ise İskitler olduğu kabul edilmektedir.(4)

Dönemde sürekli temas ettikleri ve çoğu zaman savaş halinde oldukları Pers kaynaklarına baktığımızda; En önemli bilgi kaynağı I.Dareius (I.Dara)’un Behistun Kitabesidir. Yazıtta İskitler “Saka” ismiyle anılırlar. Saka tigrakhauda (sivri başlıklı Sakalar), Saka tiay para daray (denizin ötesindeki Sakalar) ve Saka haumavarga olmak üzere üç grup olarak anılmaktadırlar. (5)

Çin kaynaklarını Tsan-Tsien’in Biyografisi ve Batı Ülkeleri Monografisi oluşturmaktadır. Bu kaynaklarda Orta Asya İskitleri, “Sai” ve “Sai-wang” şeklinde gösterilmektedir.(6) Bu kaynaklarda çoğu zaman Sakalara, Sai adı verilmiştir.

İskitlerin menşei konusunda üç ayrı tez geliştirilmiştir:
1- İranilik Nazariyesi
2- Slavlık Nazariyesi
3- Ural-Altay Irkı Nazariyesi


İranlı olduklarına dair iddialar başta İranolog Hermann ve Junge’nin temel dayanakları dil benzerlikleri üzerinedir. Ancak arkeolojik buluntu veya yazıtlar açısından biç bir destek bulunamamıştır. Üstelik, birkaç sözcükten hareket edilen bu tezde Çin Kuzeyi ve Tuna Boylarındaki İskit/Saka’lar inceleme dışında kalmaktadır.

Slav iddiası ise özellikle Ruslar tarafından gündeme getirilmiştir. Hatta Ruslar İskitlerin Slav oldukları kabul edilmiş gibi bahsederek konuyu oldu-bittiye getirme amacındadırlar. Oysa tek dayanakları Kuloba Kurganında bulunan bir vazonun slav tekniğine benzemesinden ibarettir. Herodotos ve Hippokrates’te bu tezi destekleyecek tek bir ifade bile bulunmamaktadır.

Bilim adamlarının çoğunluğu, arkeolojik buluntular, çivi yazılı tabletler ve dil benzerlikleri açısından Turanid, Urul-Altay Irkı oldukları konusunda görüş birliğindedirler.

İskit/Sakaların diliyle ilgili olarak Sus ve civarından bulunan çivi yazılı metinler onların dilinin Türkçe olduğunu göstermektedir. Oldukça dağınık olan yazılardan Sakaların Türklüğü anlaşılmaktadır. (7)

Bu çivi yazılı metinlerde Türkçe kelimelere anira, onamak; arta, oturmak; daldu, doldurak; gik, gök; irçigi, artmak, artık; kutta, katmak; çağri, oğul; val, yol; vita vana, öte yana; vurun, urun  örnek olarak verilebilir. Mordtmann bu metinlerden hareketle Sakaların Türk olduğunu ve bu yazıtların Türk-Tatar dil köküyle, bağlantılı olduğunu kabul etmekte ve bu dile Sakça adını vermektedir.(9) Bu metinlerde, özellikle fiillerin hemen hemen tamamı Türkçedir. Bunu bir tesadüf olarak düşünmek mümkün değildir. Tuna “Birbiriyle hiç ilgisi olmayan dünya dillerinde, tesadüfi kelime uygunlukları bir mucize kabilindendir ve örnekleri bir elin beş parmağını geçmez.”(10) derken bunun sebebini de adı geçen eserde açıklamaktadır. Oysa, Sus’ta bulunan ve Sus diliyle ilgili görünen kelimelerin büyük çoğunluğu Türkçedir.(11)

Şenol SOYDAN
02 Ekim 2017-Kocaeli

KAYNAKÇA :
1) E. Memiş; İskitlerin Tarihi, Konya, Selçuk Üniversitesi Basımevi, 1987, s.15.
2) Adile Ayda; “Etrüsklerle İskitler Arasında Benzerlikler”, VIII. Türk Tarih Kongresi, 1, 1979, s.288.
3) K. Kretschmer; “Scythae”, Paulys Real Encyclopâdie der Classischen Altertumswissenschaft, Stuttgart, II A 1, 1921, s.923.
4) D. D. Luckenbill; Ancient Records of Assyria and Babylonia, II, Greenqood Press, New York, 1968, s.517.
5) A. Hermann; “Die Saken und der Skythenzug des Dareios”, Beihefts zur Archiv für Orientforschung I, 1933, s.158.
6) O. Franke; Beitrâge aus Chinesischen Quellen zur Kenntnis der Türk-völker und Skythen Zentralasiens, ?, 1904, s.46.
7) İlhami DURMUŞ, İskitler (Sakalar), Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basımevi, 2008, Ankara, s.21.
😎 A. D. Mordtmann; “Über die Keilinschriften Zweiter Gattung”, Zeitschrift der Deutschen Morgenlandischen Gesellschaft, XXIV, 1870, s. s.9, 15, 20, 24, 29, 36, 42, 49, 50, 61, 66,
9) A. D. Mordtmann; a.g.e. s.70, 77.
10) O. Nedim Tuna; Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ile Türk Dilinin Yaşı Meselesi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayınları, Ankara, 1990, s.38.
11) İlhami DURMUŞ, a.g.e. s.22.

1 yorum

  1. Türklerin kuranda belirtilen biz sizleri kavimler halinde yarattık ve size eşler verdik demesi yine bir ayetinde insanların sekiz kavim halinde yaratıldığını ayet olarak verildiğini okursak bu sekiz kavim den biride Türklerden İlk yaratılan kavimlerden biri Türk kavmidir Buda adem ile Havva hikayesini n öyle olmadığı kavimler kendi aralarında evlenerek cogaldilar anlamına gelir Okuma yazma bilmeyen kendini alim atfeden bazı cahillerin hakkı ve kuranı yanlış tefsir ettikleri görülmektedir buna dini inkâr denir Oysa peygamber efendimizin Türkler hakkında 150 yakın sahih hadisleri vardır bunlardan Kimse bahsetmek istentemez çünkü yaradilistan bu yana Türkler asíl bir millettir türkçede asıl bir dildir yıllarca
    misyonerlerin masonlarin Yahudilerin Haçlı ordularının tapınak sovalyelerinin armagedon savaşçıları nin yenemedigi tek asıl ve Adil bir milletiz bu yüzden bu bize Allah vergisi dır bunu ne yapsalar değiştire mezeler en güzel söz bazıları sevme sede NE MutluTürküm Diyene

    Beğen

Yorum bırakın

Tarihten Yazılar sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et