Yılmaz Güney, 1 Nisan 1937 yılında dünyaya geldi. 47 yıllık kısa ömrü boyunca pek çok filmde rol aldı ve pek çok filmin senaryosunu yazıp yönetti. İnsanlar onu daha çok aldığı roller sayesinde tanısa da, Tarık Akan’ın da ifade ettiği gibi çok da parlak bir oyuncu değildi. Senaryo yazarlığı ve yönetmenlik konusunda daha başarılıydı.(1) Yılmaz Güney’in babası Zaza idi, annesi de Kürt idi. Buna karşın kendisini en iyi Türk dilinde ifade edebiliyordu.
Çirkin Kıral lakaplı Yılmaz Güney’in gerçek adı, Yılmaz Pütün idi. Yılmaz Güney, hayatının ilk bölümünde Kürt bir solcu olarak ortaya çıkmıştır. Hayatının son zamanlarında ise sol düşünceleri ikinci plandadır. Ölmeden önce yaptığı konuşmalarda aşırı milliyetçi bir Kürt olarak karşımıza çıkmakta, sorunları konuşarak değil, insan öldürerek çözme taraftarıdır. Ona göre Türkiye bölünmelidir. Türkiye’ye karşı savaşanlar da kahramandır. (2)
Yılmaz Güney’in bugünkü bildiğimiz anlamda Yılmaz Güney haline gelmesinde, “Bu Vatanın Çocukları” ve “Alageyik” filmleri büyük önem taşımaktadır. Yılmaz Güney’in en başarılı çalışması Cannes ödülü de almış olan “Yol” filmidir. Senaryosunu Yılmaz Güney’in yazdığı, “Yol” filmini yöneten kişi bilindiğinin aksine Yılmaz Güney değildir. Yılmaz Güney, o sırada hapishanede olduğu için filmi Şerif Gören yönetmiştir. Yılmaz Güney ise hapishanede bulunduğu sırada Şerif Gören’e bir takım tavsiyelerde bulunmuştur. (3)Hikayeler de yazan Yılmaz Güney, bir hikayesi yüzünden hapis de yatmıştır.
Yılmaz Güney’in oyunculuğu kadar, özel hayatı da her zaman göz önünde olmuştur. Yılmaz Güney, alkol sorunları olan, kadınlara şiddet uygulayan, sürekli bir silah taşıyan, alkol aldığı zamanlarda silahla sağa sola ateş eden birisiydi. Hayatı boyunca iki kişiyi öldürmüştür. Öldürdüğü kişilerden birisi hakim Sefa Mutlu idi. Bir diğeri ise 11 yaşında kız çocuğu idi.
Yılmaz Güney, 13 Eylül 1974 tarihinde “Endişe” filminin çekimleri için Adana’da bir gazinoda eğlenirken sağa sola ateş etmeye başlamış ve bunun neticesinde de tesadüf eseri orada bulunan hakim Sefa Mutlu ile aralarında bir tartışma yaşanmıştı. Yılmaz Güney, tartışma sırasında hiç düşünmeden hakim Sefa Mutlu’yu kafasından vurdu ve hakim tek kurşun ile can verdi. Yılmaz Güney, önce cinayeti üstlenmedi. Cinayeti 19 yaşındaki yeğenine yıktı. Ama yeğeninin çelişkili ifadeleri sonrasında gerçek ortaya çıktı. Hakim Sefa Mutlu’nun kardeşi, Oktay Mutlu’nun anlattığına göre, hakim Sefa Mutlu cinayetine şahit olanlar bir şekilde sindirilmişti. Olaya tanıklık eden hiç kimse şahitlik yapmamıştı.(4)
23 Nisan 1966 tarihli Cumhuriyet gazetesinin haberine göre, Yılmaz Güney, “Hudutların Kanunu” filmini çekmek üzere bulunduğu Urfa’da, 11 yaşında bir kız çocuğunu ağır yaralıyor. Çetin İnanç’ın anlattığına göre ise kızın ölümü söz konusudur. Çetin İnanç olayı şu şekilde anlatmaktadır:
“Yemekten dönüyorduk gece. Çocuklar koşar ya artistlerin arkasından, o sırada oldu. Yılmaz’ı Tevfik ettiler hemen. Biz döndükten sonra iki ay Yılmaz’ı bekledik. Tutukladılar, mahkemeye götürecekleri zaman ölen çocuğun babası da oradaymış, Yılmaz Ağabey diye bağırdı. Dönüp baktık: 4 çocuğum daha feda olsun, çözün onun kelepçelerini, isteyerek yapmamıştır dedi. Sonra Yılmaz’ı götürdüler ama 2 ay sonra geldi. Halk böyle seviyor işte, nasıl bir sevgi bu? Yılmaz zaten idealleri doğrultusunda her şeyini kaybetti, ailesini falan… Ama davasını kazandı. Ben onun kadar cesur değildim. Evet, bende idealisttim, birlikte yürüdük ama benim çoluğum çocuğum vardı… “(5)
Yılmaz Güney’in hayatı boyunca en önem verdiği kişi eşi Nebahat Çehre idi. Nebahat Çehre, onunla tutkulu bir aşk yaşadıklarını söylemiştir. Ama daha sonra Nebahat Çehre Yılmaz Güney’den ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu ayrılığın sebebi, Yılmaz Güney’in eşine olan davranışlardır. Nebahat Çehre evliliği boyunca şiddet görmüştür. Abdurrahman Keskiner’in anlattığına göre Yılmaz Güney, bir defasında Nebahat Çehre’yi araba ile ezmiştir. Abdurrahman Keskiner olayı şu şekilde anlatmaktadır;
“Çok az kişi bilir bunu. Rahmetli Yılmaz, Nebahat ve ben… Bir gün yine gece kulübünde kavga ettiler. Nebahat kulübü sinirle terk etti. Yılmaz’ın ‘Dur’ demesine hiç aldırmadı. Nebahat, Elmadağ’da kaldıkları otele doğru koşarken Yılmaz otomobiline bindi. Sinirle direksiyona geçti. Sonra gözümün önünde sevdiği kadını arabayla ezdi. Nebahat havada uçtu, arabaya çarptı sonra da kaldırıma… 4 gün hastanede yattı. Herkesten gizledik bunu. Olaydan sonra ilişkileri bitti.”(6)
Abdurrahman Keskiner’in anlattığı, Nebahat Çehre’nin de doğruladığı bir başka olayda ise az kalsın Nebahat Çehre’nin ölümüne sebep oluyordu. Abdurrahman Keskiner bu olayı da şu şekilde ifade etmektedir:
“Sinema tarihçileri bunun bir efsaneden ibaret olduğunu söyler. Ama doğru! Yılmaz o gün benden 3 silahından birini, içinde gerçek kurşun olanı istedi. Nebahat bu sırada ağlıyor, titriyor ve ‘Yılmaz imkanı yok oynamam. Sahici kurşun kullanma, yalvarırım! Ben canımı sokakta bulmadım. Yanlış bir harekette ölebilirim’ diye sevdiği adama ağlayarak yalvarıyordu. Yılmaz umursamadı. Bardağı Nebahat’ın kafasına koydu. Sonra 20 metre uzaklaştı. Sette ölüm sessizliği vardı. Korkudan herkes nefesini tutmuş, duvarın dibinde titreyen Nebahat’a bakıyordu. Zavallı kız kurbanlık koyun gibiydi. Yılmaz tetiğe bastı, bardak tuzla buz oldu. Nebahat başladı ağlamaya… Yılmaz onu zor sakinleştirdi.”(7)
Yılmaz Güney, hakim Sefa Mutlu’yu öldürdükten sonra hapis cezası almıştı. Daha sonra hapisten kaçıp, Fransa’ya gidecektir ve çok genç bir yaşta mide kanseri sebebiyle hayatını kaybedecektir. Yılmaz Güney’in sürekli silah taşıması, işlediği cinayeti kimilerinin “namus” kavramı ile özdeşleştirmesi, kadınları güç kullanarak baskı altında tutması, mafyatik güçlü bir kişi olması ve en nihayetinde Kürdistan kurmak istemesi gibi hareketleri yüzünden bazıları onu rol model olarak görmektedir. Yılmaz Güney güçlü bir kişilikti ama iyi bir insan olarak tanınmazdı. Sanatı hakkında ne yorum yapılırsa yapılsın, iki kişinin ölümüne sebep olmuş, eşini araba ile ezerek yaralamış bir insandı. Ayrıca Türkiye’nin silahlı mücadele ile bölünmesi gerektiğini savunuyordu.
Batuhan AĞAŞ
Dipnotlar
1) https://www.youtube.com/watch?v=Oo3EYKewA-0
2)https://www.youtube.com/watch?v=-Vfb6T6tyTk
3)https://tr.wikipedia.org/wiki/Yol_(film)#Kazand%C4%B1%C4%9F%C4%B1_ve_aday_g%C3%B6sterildi%C4%9Fi_%C3%B6d%C3%BCller
4)https://www.ensonhaber.com/ic-haber/yilmaz-guneyin-vurdugu-hakimin-kardesi-konustu-2012-09-19
5)https://www.medyaradar.com/film-cekerken-arabayla-cocuga-carptik-yilmaz-guneyi-tutukladilar-haberi-101564
6)https://web.archive.org/web/20181015135120/https://www.hurriyet.com.tr/gundem/nebahat-yapma-diye-yalvariyordu-17223205
7)https://web.archive.org/web/20181015135120/https://www.hurriyet.com.tr/gundem/nebahat-yapma-diye-yalvariyordu-17223205
İyi bir aktör iyi bir Senarist olduğu bir gerçektir
Bu onun hükmü verilmiş kesinleşmiş ve cezasını çekmemiş bir katil olduğu gerçeğini değiştirmez
Kaçtıktan sonra da doğduğu topraklara ihanet etmekten geri durmamıştır
BeğenBeğen
Ne derseniz diyin benim gözümde kahramandı
BeğenBeğen
Daha deki gavatin tekiymiş
BeğenBeğen
Bu saatten sonra bu adama olan sevgim hayranlığım bitmiştir. Keşke daha önce bilseymişim
BeğenBeğen
Nasıl bu kadar çok meşhur olmuş ? Keyfine Hakim öldüren birinin bu kadar çok gündemde tutulması hiç normal değil, tipi-tip bildiğiniz psikopatmış !
BeğenBeğen
Sözde komünist devrimci ama mezari impérialist sömürgeci fransada
BeğenBeğen
Bunların hepsi 6. filoya karşı namaz kılanların iftiraları.
BeğenBeğen