1904-1905 Rus-Japon Savaşı modern zamanlarda bir Avrupa gücünün ilk defa bir Asya gücü tarafından yenilgiye uğratıldığı ve Rusya’nın Uzak Doğu’daki yayılmacı politikasını durdurmaya mecbur bırakıldığı bir savaştır. Japonya ise bu savaşla birlikte bir Dünya gücü olarak ortaya çıkmış ve Uzak Doğudaki egemenliğini kuvvetlendirmiştir.
Japonya, esasında 19.yüzyılın ikinci yarısından itibaren özellikle Meiji döneminde (1868-1912) mevcut feodal ve sosyal yapısı itibarı ile modern bir devlet yapısına bürünmüştür. Bu dönem içinde eski katı muhafazakar yapısının ötesine geçmekle birlikte hızla endüstrileşmeye yönelmiştir. Avrupa’nın 100 yıl içinde gerçekleştirdiği Sanayi Devrimi Japonya’nın 20 yılını almıştır. Bütün bu modernizasyon etkenleri Japonya’nın askeri yeteneğinin de artmasını sağlamıştır. Ancak Japonya, Çin’deki güçlü ticari pozisyonunu devam ettirmek isterken karşısında dünyanın en büyük yükselen gücü Rusya ile karşı karşıya gelmek zorunda kaldı. Japonlar, Rusların Uzak Doğu’daki varlığını Çin kaynaklarına girişlerinde bir tehdit olarak görmeye başladılar.
Rus Çarı II. Nikola kendisini bir barış adamı olarak göstermesine karşılık Rus İmparatorluğunun süregelen hedefine ilerlemesi için genişleme ülküsünden taviz vermeden bir yandan Balkanlar üzerinde egemenlik kurmanın ve İstanbul’u ele geçirmenin diğer yandan Mançurya ve Kore’ye kadar sınırlarını büyütmek için hizmet etmiştir. 1898 yılında Çin’deki Port Arthur limanını ele geçiren Ruslar 1903 yılında tamamladıkları Transsibir demiryolu sayesinde etkilerini bu limana kadar genişleterek Uzakdoğu sahasında nüfuz sağlama imkanı yakalamışlardır. Aslında 1894-1895 yılında Japonya’nın Çin’i yendiği savaş sonrasında Ruslar, Almanya ve Fransa ile anlaşarak bu limanı ellerine geçirmeyi başarmışlardı. Japonya ise Rus ilerleyişini durdurmak için İngiltere ile müttefik olmuştur. 1902 yılında yapılan anlaşma sonrasında savaş hazırlıklarına başlamışlardır. Nihayetinde Rusların Kore’ye karşı harekete geçmeye hazırlandıkları 1904 yılında Japonya, Rusya’ya karşı savaş açmıştır.
1904-1905 yıllarında karada ve denizde devam eden savaşlar Birinci Dünya Savaşından önceki en büyük savaş olması ile dikkat çekicidir. Özellikle Mançurya ve Rusya’nın en uç limanı olan Vladivostok limanı çevresinde çok şiddetli çarpışmalar meydana geldi. Laoyan, Porth Arthur, Yalu Nehri, Sarı Deniz, Mukden ve Tsuşima’daki kara ve deniz savaşları 16 ay sürdü. General Kuropatkin komutasındaki Rus orduları Mukden Muharebesinde verdikleri büyük kayıp sonrasında geri çekilmek zorunda kaldı. Japon amirali Togo’nun son bir ümitle Baltık’tan yollanan Rus Donanmasını yok etmesi sonrasında savaş Ruslar adına tamamen bitmiş oldu. Kurtulabilen az sayıdaki Rus gemileri Vladivostok limanına sığındılar. Aslında Rus Çarı II. Nikolay’ın savaşı devam ettirmek adına yeterli askeri birlikleri olsa da ülke içinde patlak veren ayaklanmalar bunu engelledi. Böylece Japonya, Dünyanın en büyük askeri gücüne sahip Rusya’yı bu savaşta yenerken, Rusya’nın Uzak Doğu’daki emperyalizmi son bulmuştur.
Japonya ile Rusya, ABD Başkanı Theodore Roosvelt’in arabuluculuğunda yapılan ve 26 gün süren bir dizi görüşme sonrasında 5 Eylül 1905 tarihinde bir barış anlaşması imzalamışlardır. Bu anlaşmaya göre Rusya Çin tarafından kurulan Mançurya’nın güneyini tahliye etmeyi ve Kore’nin Japonya’nın kontrolü altında olmasını kabul etmiştir. ABD Başkanı Roosvelt bu anlaşmanın planlayıcısı olarak Nobel Barış ödülünü kazanmıştır.
Umut EKER
Sitenize bayılıyorum. iyiki varsınız.
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler.
BeğenBeğen